Tefekkür
Ayhan KARTAL Din Eğitimi Uzmanı
İslam dininde tefekkürün, yani düşünmenin oldukça büyük ve çok önemli manası vardır. Dini meselelerde gereken manada yapılan tefekkürün, mühim bir ibadet olduğu, bazı ayet-i kerimelerde ve bazı hadis-i şeriflerde açık açık beyan edilmiştir. Al-i İmran suresinde Cenab-ı Hak bu konuda:
"Göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ve gündüzün birbiri arkasından gelmesinde, akıllı kimseler için, ayetler, işaretler vardır." (Al-i İmran:190) buyurmaktadır. Yine Kur'an'ın bir çok suresinde bu konuya işaret edilerek, Allah'ın nimetleri sayılmış ve "Düşünmüyor musunuz?, Akletmiyor musunuz?" şeklinde hitap edilerek insan düşünmeye, tefekküre davet edilmektedir. (1)
yazının tamamı>>>
Ramazan Ayının Kazandırdıkları
Ayhan KARTAL Din Eğitimi Uzmanı
Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan ayı, ilâhi kazançların yanında mübarek bir aydır. Bu mübarek ay bize neler kazandırdı? Bunu maddeler halinde şöyle sıralayabiliriz:
1. Öncelikle vakitlerimizi tanzim etti. Ramazan’dan önce sahurun, iftarın vaktinden habersiz, istediğimiz zaman yiyip içerken bu belli bir programa bağlandı. Yemeklerimiz artık saatinde yenmeye başladı. Buna en çok sevinen de hanımlarımız ve annelerimiz oldu. Çünkü diğer zamanlarda ayrı ayrı yenen yemekler, Ramazan ayında ailelerin birlikte oldukları yegâne mekân haline geldi.
2. Oruç bize irademizin ne kadar sağlam olduğunu gösterdi. Sofra kurulmuş, üzerinde envâi çeşit yiyecekler hazır olduğu halde, bizi onları yemek için engelleyecek hiçbir insan olmadığı halde, Allah’a olan saygımızdan, ezan okunmadan elimizi sofraya götüremedik.
yazının tamamı>>>
Melekler Bize Dua Eder
Ayhan KARTAL Din Eğitimi Uzmanı
Allah’a kendi başımıza duâ edip isteklerimizi arz ettiğimiz gibi, Allah’ın sevdiği bir kula da kendimiz için duâ ettirebiliriz. Bazen de sâlih bir kul denk gelip bize duâ ettiği zaman ne kadar sevinir, huzur buluruz. Düşünelim ki insan bir melekle karşılaştı, ondan duâ talep etti, melek de o insan için duâ etti, Allah’a yalvardı. Bu olayda her halde o insan çok büyük hafiflik hissedecek, sürur duyacak ve rahatlayacaktır. İşte melekleri kendimize nasıl duâ ettirebiliriz düşüncesi bu satırların konusunu teşkil edecektir.
Ayet ve hadisleri okudukça meleklerin duâ ettiği durumları tespit etmeye çalıştık. Burada arz edeceğimiz liste şüphesiz ki tüm durumları kapsamayacaktır. Bu konuda Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan ÇEKER,“Melekleri Kendimize Nasıl Duâ Ettirebiliriz” isimli makalesi ile bu konu ile ilgili hadis-i şerifleri tesbit ederek bu konuda bir başlangıç yapmıştır.[1]
Aynı konuda, Dr. Ömer ÇELİK, “Melekler Bizler İçin İstiğfâr”isimli makalesi ile bu konu ile ilgili ayetleri tahlil etmeye çalışmıştır.[2]
Rastladığımız kadarıyla melekler şu durumlarda insanlara duâ ederler: yazının tamamı>>>
İçinizdeki Trafik Canavarını Durdurun
Ayhan KARTAL Din Eğitimi Uzmanı
Karayolları Genel Müdürlüğü’nün trafik kazalarını önleme çabalarından biri olarak hazırlattığı afişlerde ve filmlerde sürücüler uyarılıyor. Sürat, yanlış sollama gibi konulara değiniliyor. Herkesin başkalarına saygılı olması isteniyor.
Reklam filminde; ailesiyle birlikte otomobiline binip, bir lokantada yemek yiyen, bu arada çocuklarının yanında içki de içen ve yemekte oldukça neşeli, güler yüzlü, efendi olan aile reisi içkinin de tesiriyle bindiği araçta birden bire bambaşka hale bürünüp canavarlaşıyor. Arkasından kaza görüntüleri... Verilmek istenen mesaj:”İÇİNİZDEKİ CANAVARI ÖLDÜRÜN”.
Peki bu canavar birden bire nasıl oluyor? O konuya da temas ediliyor. İkinci mesaj:”İÇKİLİ OLARAK ARAÇ KULLANMAYIN”...
yazının tamamı>>>
Cennet Garanti Mi Acaba?
Ayhan KARTAL Din Eğitimi Uzmanı
2001 yılında din görevlisi olarak şahit olduğum bir hadiseyi sizlerle paylaşmak istedim. Hacer-i Esved’i öpemedim. Ama kadın olduğu halde, Hacer-i Esved’i öpmek için çaba sarfeden kadınları görünce çok şaşırdım. Hele bir de tavafını tamamlayıp Makam-ı İbrahim’de namaz kılmak için yol kesen, tavafının akış hızını engelleyenleri görünce, bu kimselere hakaret edenleri gördüm. Atalarımız ne güzel söylemişler “Kaç sevaptan girme günaha”. Yani sevap işleyeceğim diye, arkadan gelen kafilelerin hızını kesen, hanımı namaz kılsın, sevap alsın diye etrafında pervane olan beyler...
Böyle bir durum ile karşı karşıya kalmış bir durumda, onları hayretle seyrederken, biraz da kızarken bir ses duydum. Makam-ı İbrahim’de namaz kılanları kastederek bir Türk hacımız şöyle diyordu: “CENNET GARANTİ, CENNET GARANTİ”
yazının tamamı>>>
|